11 Eylül 2015 - Selimiye

Bencik Koyu'ndan çıkıp kendimizi Selimiye iskeleye attık. Yok biz bu Bencik'i sevemeyeceğiz. Gerçi dün gece çok sıkıntılı geçmedi, hatta serin bile oldu ama oranın bir negatif enerjisi var bilmiyorum. Gece sahil güvenlik gelip tüm teknelere ışık tuttu. Ayşe'nin dediğine göre sabaha karşı da gelmiş. Şu mülteci sorunu yüzünden olabilir. Bencik'e de araba yanaşabildiği için şüpheli bir koy olabilir.

Selimiye'yi tabii ki de çok özlemişiz. Bu kez iskelenin iç tarafındayız. Bu gün deniz inanılmaz güzeldi. Hava şu çöl fırtınası dalgasına epey sıcaktı; mayolarımız kurumadan tekrar tekrar denize girdik. Moshonis'in dışını tertemiz yaptık, yarın da içiyle ilgileneceğiz. 

Öğlen Badem Mantı'da, akşamsa ev yemekleri yapan Beyaz Ev'deydik. 

Sonra da Neşe Hn. ve Mehmet Bey'i görmek için Ceri Cafe'de. Ali bir güzel dondurmalı ıslak kek yedi. Tabağı bittiği anda da bizim emekli diyetisyenimiz Huriye Hn. yanımıza geldi. Ne şanslı şu Ali, yine yakalanmadı. Bir de göbeğini içeri çekip dalga geçermiş gibi kadına 'nasılım' diye soruyor.