10 Eylül 2015 - Bencik Koyu
Sabah Dirsek'te su güzel olunca herkes teker teker atladı. Ben de yola çıkmaya yakın kıç iplerini çözdüm. Bugün buradan ayrılıyoruz. Artık Hisarönü Körfezi'nde hava sakinledi.
İstikamet Bencik Koyu; eğer burayı beğenmezsek Kocabahçe'ye gelip kıçtan kara yapacağız. Bencik'e girip koyun iskele tarafına demir atıp kıçımızı çam ağacına bağladık. Maalesef bu koyda doğal kayalar olmadığından ve demir mapalar da yapılmadığından caanım ağaçlar bizim teknelerimizin yükünü çekmek durumunda kalıyor. İç yakıcı bir durum.
Biz Bencik Koyu'nu oldum olası sevmeyiz. Halbuki pek çok yelkenci de buranın doğasına bayılır ve burada günlerce kalır. Bizim sevmememizde buradaki kötü deneyimlerimizin sebepleri yatıyor. Bazen bu ince uzun, içeriye doğru giren koy öyle bir rüzgar alır ki, denizin dibinde girdaplar oluşur, o an attığınız demir tutmamakta direnir, siz kıçı bağlarken başını bir başka teknenin üzerinde bulursunuz. Guletler de bu dar koyda sanki tüm koy onlarınmış gibi en az 150 m. zincir atar. Bu zincire takmamak, sarmamak şans işidir. Ayrıca doğa çok güzel olmakla birlikte arı yuvasıdır ve suyun dibi balçık olduğu için göl gibidir. Neyse bu gece burada kaldığımız nadir zamanlardan biri ve bu bize bir 5 sene daha yeter herhalde.
Akşam Woopee teknesi bizdeydi. Anneannemin bir puf böreği vardı, kısıtlı imkanlarla onu yapmayı denedim. 2 kaşık yoğurt, 1 bardak zeytinyağ, 1 yumurta, kabartma tozu ve tuz, aldığı kadar unla hamur yapılıyor. Hamur 20 dakika kadar dinlendirilip sonra açılıp - ki oklava olmadığından ben akrilik bardakla açtım; teknelerde çare tükenmez- dilimlenip arasına peynir konup katlanıp kenarları bastırılıyor ve sıvı yağda - orada da zeytinyağ kullanıldı- her iki tarafı kızartılıyor. Bence umduğundan daha başarılı ve hafif olmuştu, afiyetle yedik.
Şu an saat 23'e geliyor. Koy o kadar sessiz ki konuşmaya bile çekiniyoruz...
Yorumlar
Yorum Gönder