4 Temmuz 2013 - perşembe
Sabah 10:30 itibariyle Bozukkale'den çıktık. Rüzgar kuvvetli estiği için az kaldı yan teknenin üzerine düşüyorduk. Ali'nin elini araya koymasıyla ve hafif bir sıyrıkla atlattık. Rüzgarı iyi alabilmek ve yelken açabilmek için Moshonis'i Simi'ye doğru yönelttik. Ancak günlerdir deli gibi esen rüzgar biz yelkenleri açınca azizliğini gösterdi ve 5 kuvvetinin üzerine çıkmadı. Sonuç: Motora kuvvet 13:00 de Selimiye muhtarlık iskelesine bağlandık. Çok sevdiğimiz dostumuz altın diş Osman bizi iskelede karşıladı. Selimiye Köyü bizim için Osman Bey'le özdeş adeta... 2007 yılında ilk geldiğimiz gün Selimiye'de ilk tanıştığımız kişi Osman... Her dili çat pat da olsun konuşuyor ve muhtarlığın yanında bir lokantası var. Turistlerin hepsi onu tanıyor; özellikle full altın dişleri ve samimi gülümsemesi dillere destan. Bizi kışın bile birkaç kez arayan dostumuz bu sene yeni yerine geçmiş. Ahçısı değişmesine rağmen yine güzel Ege lezzetlerini tattık.
Biz Selimiye'de neredeyse tatilimizin 1 ayını geçiriyoruz. Denizi şu an çok temiz değil ve bazı aylarda çok kalabalık ama biz yine de buradan vazgeçemiyoruz. İnanılmaz tasarım takıları bulduğum Losta hediyelik ve bizim için mozaik pasta yapan Ceri kafenin sahibi Neşe Hn. ve eşi Mehmet Bey çok sıcak insanlar... Burası 6 sene içinde epey değişti ama gitgide bozulmaz umarım.
Herşeyi bıraktığınız gibi bulamıyorsunuz. Osman'ın yerinden sonra Ceri cafe ve Losta hediyelik de yer değiştirmiş. Bence hepsi çok güzel olmuş ben şimdiden alıştım bile...
Herşeyi bıraktığınız gibi bulamıyorsunuz. Osman'ın yerinden sonra Ceri cafe ve Losta hediyelik de yer değiştirmiş. Bence hepsi çok güzel olmuş ben şimdiden alıştım bile...
Günü noktalamaya az kaldı. Birazdan Bavaria ekibinden bir tamirci gelip Moshonis'in elektrik girişini yenileyecek. Akşamsa arkadaşlarımızla Admiral Otel'de yemek yiyeceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder