26 temmuz 2013-cuma
Symi'de sicak bir güne uyandik. Kahvaltidan sonra demirimizi alip yola koyulduk. Pupa yelken Baba Burnu'na kadar gittik.
Bozukkale'ye ruzgarli bir havada girdik. Bugün burasi çok kalabalik degil. Tüm gün deniz seanslarinin ardindan 4 gün sonra şampuanla duş almak çok iyi geldi.
Akşam yemeğinde Ali Baba'dayız. Kalamar, ahtapot ve salata menümüz.
http://www.maviyolcular.com/
Sitesinden aynen aktarıyorum.
Günümüzde ve tarihte önemli bir yere sahip olan Bozukkale yüzyıllar öncesinde savaş gemilerinin, bugün ise gezi teknelerinin mola yeri olarak kullanılıyor. Dar girişi nedeniyle korumalı doğal alanı içinde Poloponnes deniz savaşında Loryma Limanı Atina Gemileri tarafından sığınak olarak kullanılmış. M.Ö. 395 yılında Atinalı kumandan Canon, Cnidus savaşı öncesi gemileri burada toplamış. Yine M.Ö. 305 yılında Antigonus’un oğlu Demetrius, Rodos’a yaptığı saldırının hazırlıkları için Loryma limanını seçmiş. Rodoslular Döneminden kalma savunma amaçlı Loryma Kalesi günümüze gelen en sağlam yapı olarak belirtiliyor. Kale, dar ve uzun planlı olup içi işlenmiş düzgün kesilmiş tonlarca ağırlıkta taş bloklarla örülmüş. İki ucunda kule, iç taraflarında sarnıç, orta kısımlarında dokuz adet kare kule barındırıyor. 10 dakikalık bir sürede tırmanıp, gezilmesi kolay olan kaleden koyun panoromik manzarasının seyrine doyum olmuyor. Bozukkale liman girişi solunda 1. koyda geçmiş yıllarda bölgeyi korumak amacıyla gümrük, karakol kurulmuş. Şimdi ise turistlere yatlara hizmet veren bir kır lokantası bulunuyor. Akvaryum gibi net sulara sahip koyun kıyıları 4 metre derinlikte olup, ince kum plajlar, Kızılığrıp isimli koyda bulunuyor. Genellikle koya Alman, İngiliz, Fransızlarla, Ağustos ayında İtalyanlar yat bağlıyor. Zeytin ağaçları ile kaplı bu koyda deniz seviyesinde rüzgar az esiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder