17 Temmuz 2015 - Alonnisos Adası Patitiri Limanı 39 08.55N 23 52.11E
Dün gece Alonnisos Adası'nın Tzorti Koyu'nda kaldık biliyorsunuz. Gece yarısı çıkan rüzgar ve dalga ile sabaha kadar bir sallandık bir sallandık... Saat 3'ten sonra uyku haram oldu. Önce kokpitte uyumaya kalktık ki burası ön kamaraya göre daha az sallıyordu. Sabah arıların uyanmasıyla burası da kabus haline geldi ve bu kez kıç kamaraya indik. Burada da sallanmaktan nasibimizi alırken biraz dalmışım. Bebekken bile uyumam için annem babam toplasan bu kadar sallamamıştır beni. Arıların da iyice çılgınlaşıp zıvanadan çıkarak taarruza geçmesiyle demirimizi alıp kendimizi koyun dışına attık.
Yolda geçtiğimiz hiçbir koy bizim kaldığımız kadar kötü değildi. Patitiri ana limanda şansımızı denemeye karar verdik. Önce mendireğin hemen arkasına, limanın sancak tarafındaki boşluklara yanaştık. Sabah çok erken saatte geldiğimiz için liman oldukça doluydu.
Bizim kıçtan kara olduğumuz yerin dışında limanın iskele tarafındaki plaja yakın 3-4 teknelik ve bir de tam limanın ağzına denk gelen iskelede 5-6 teknelik bağlama yeri vardı ve özellikle buradaki tekneler direkleri birbirine karışacak kadar çok sallanıyordu.
Dalgıçın tornavidalarla dalmasının pek yararı olmadı. Pervanede kalan ip iyice içine girdiği için çıkaramadı. Akşamüstü gelip alyanla pervaneyi söküp takabileceğini söyledi. Bu durum daha da risk yaratabileceğinden Volvo Penta'nın bize şu an için en yakın servisi olan Skiathos Adası'ndaki servisine ulaştık. Onlar, birlaç gün sonra oraya gittiğimizde tekneyi lifte alıp bize yardımcı olacaklarını söylediler.
Tam bunlar olurken ki bugün bayramın ilk günü olması dolayısıyla telefonlarımız da susmazken liman polisi gelip evraklarımızı istedi ve biran evvel polise gidip belgelerimizi damgalatmamızı... Ali ve Azmi gidip bu işleri halledip yarım saat sonra bir telaş geldiler. Polisin dediğine göre bu rıhtıma akşamüstü gemi yanaşacakmış ve bizim başka yere bağlanmamız gerekiyormuş.
Önce Turquoise yanımızdan ayrılıp o an boşalan plajın yanındaki rıhtıma bağlandı. Biz de ayrıldık ancak zincirimizi resimde görünen iki yanımızdaki yeşil teknenin zincirine taktık. O teknenin üzerine de karşı kıyıdaki dev gibi lacivert tekne zincir atmış. Epey bir uğraştan sonra yeşil tekne bizim demiri çekip suya attı da biz kurtulduk.
Bu kez Turquoise'ın yanı dolduğundan plaja yakın sığ boşluğa demir atmak zorlu ve sinir bir iş oldu. Neyse kazasız belasız bağlandık, günlerdir denizde olduğumuzdan şu an bir ayağımız karada olduğu için çok mutluyuz. Biz hanımlar bugün yemek pişirmeme grevindeyiz. Yaşasın Yunan yemekleri diyoruz. Suyu ve elektriği de bulunca iliklerine kadar tekneyi yıkayıp tüm stoklarımızı doldurup biz de yıkandık.
Akşamüstü otobüse binip (adam başı 1,6 euro) eski şehire gittik. Burada 1965'de bayağı şiddetli bir deprem olmuş ve halk yıkılan evlerini bırakıp Patiriri Limanına yerleşmiş. Daha sonra eski şehirdeki evler özellikle yabancılar tarafından restore edilmiş. Atölyeler, restaurantlar, bildiğiniz Alaçatı...
Sokaklarda dolandık, seveceğimiz lokantayı bulana kadar epey zorlandık. Fazla turistik olduğu için fiyatlar biraz pahalı. Buranın pek ünlü yemeğiymiş peynirli pay denedik. Çok fazla kızartma sevmediğim için ikincisi ağır geldi. Yanında yediğimiz musakka gayet lezzetliydi.
3,5 km. Yolu yürüyerek dönmeye niyetliydik ama sonradan yine otobüse binmeye karar verdik. Bugün epey yorulduk. Umarım gece sakin ve rakat bir uyku uyuruz.
Bugün denizden katedilen mesafe : 3 nm
Yorumlar
Yorum Gönder